11 Mart 2012

Anne ve Babaların Ortak Dili



Dün gibi hatırlıyorum. Geçen sene bir akşam yemeği sırasında Yasemin, bir sınıf arkadaşımın iki annesi var demişti. Eşim henüz lokması ağzında, donup kalmıştı. Bende kalbimin sesini duydum bir an, sonrasında gelebilecek sorulara hazırlanırken. Bazı kadınlar bir kadına aşık olabiliyor, o zaman bir kadın bir kadınla evleniyor. Arkadaşımı ve ablasını evlat edinmişler, gercek anne ve babası Çin'deymiş aslında. Arkadaşımı istemeyince onlar almışlar….

İlk anki şokumu atlatınca, eşime nefes almasını hatırlatıp, "Evet canım böyle aileler olabiliyor. Nasıl iyi anlaşıyor musun arkadaşınla?", diye konuyu değiştirdim. Çünkü henüz ne şekilde açıklayacağımı bilemiyordum ve kızımı önyargılarla doldurmak istemediğim gibi, yaşının gerektirdiğinden daha fazlasını da açıklamak istemedim. 

Sonra eşimle konuşurken, madem özgür düşüncenin öneminin vurgulandığı bir ülkenin en özgür köşesi, insanların kimliklerini en rahat ortaya koyduğu şehrinde yaşıyoruz, bunlara hem alışacağız, hem de çocuklarımızın bu fikirlerle büyümesini sağlayacağız dedik. 

Yasemin'in bugün, bu bahsettiğim arkadaşıyla oyun buluşması var.Şimdi aşağıda neşeyle oynuyorlar. Gayet kendinden emin, mutlu bir çocuk. 

Geçen okul yılı sonundaki bir okul gezisinde annelerinden biriyle eşleştirilmiştik. Arabada çocukları gezi yerine götürürken, epey bir sohbet etme fırsatımız oldu. Arabalarını yeni değiştirmişlerdi. "Aslında birgün emekli olunca, üstü açık kırmızı spor bir araba almayı hayal ediyordum, ama çocuklarla mümkün olmuyor.", dedi. "Kızlar bazen bir yere giderken arkadaşlarını da almak istiyorlar, araba büyük ve çok koltuklu olmalıydı. Bu nedenle bu arabayı seçtik.". Bizden hiç farkları yoktu. Bizde bir dolu özlemimizi, kızların ihtiyaçlarına göre revize edip durmuyor muyuz? Sonra İstanbul'a yapacağımız seyehatimizi anlatırken bana, "Hep emekli olunca gemiyle Dünya turu yapmayı düşünürdüm. Ama şimdi kızların ihtiyaçları çok, maddi olarak bunu da ertelemek zorunda kaldım", dedi. "Aslında emekli olmamın nedeni de onlar. Çalışırken yeterince keyfine varamıyorum, onlar da hep okul sonrasında başka bir okula gitmek zorunda kaldılar. Ben de onları parklara, oyun günlerine götürmek istiyorum.", dedi. 

Gün içinde konuştuklarımızı akşam eşime şaşkınlıkla anlattığımda, bu sefer şaşırma sırası eşimdeydi. Rahat bir tavırla bana, "Ne bekliyordun ki?", diye sordu. Doğru ne bekliyordum ki?Eşcinsel ya da değil, Amerika'lı ya da Türk, evlat edinmiş ya da biyolojik çocuğu, biz ebeveynler çocuklarımıza sıra gelince dilimiz ne kadarda aynı.

3 yorum:

  1. Çiğdem hanım bence kızlarınızı o arkadaşıyla özellikle anneleriyle(!) görüştürmeyin... şimdi gerçekten çinli yavrucağa içim acıdı Allah muhafaza etsin.
    Özgürlüğün bu kadarı masum çocukların istismarına kadar gider bence.. Bütün dinlerde yasaklanmış insanlığın yaratılışına aykırı. Çarpık ilişkileri hoş göremiyorum. Yavrularınız için tehlikeli bir durum onlar için yaşıyorsak istemediğimiz hadiseler olmadan tedbirleri alıp görüştürmemek lazım...Çünkü çocuklarımız çok masum çok temiz daha onlar birer günahsız melek....
    sevgiyle kalın kendinize iyi bakın.
    Ayrıca gezdiğiniz yerler çok harika kainat ne kadar muhteşem tertemiz nasılda korunmuş. Keşke Türkiye'de de böyle muhafaza edilip korunsa, hoşçakalın, Saadet

    YanıtlaSil
  2. Bense; sapkınlık olmayıp hormonal bir dengesizlik yüzünden yanlış bedende yanlış ruhların hapis edilmiş olmasına üzülüyorum... Akademik sonuçları nedir bilmiyorum ancak çift cinsiyetle doğmuş insanların kaderlerinin kimi zaman anne babaların cinsiyet seçimine bırakılıp yanlış bedenlerde yaşamaya zorlandığınıda biliyorum. Bu anlamda o insanları dışlamak içimden gelmiyor. Tercihlerini toplum önünde cinsellik boyutunda yaşamadıkları sürece bence sorun yok. Ötesinde zaten dini ve sosyal kurallar yüzünden, ki sosyal kuralların mimarı bizleriz, çokça hırpalanmış ve garip bir savunma güdüsü ile ya içine kapanmış hayatları boyunca rol yapan yada küstahlığa varan meydan okumalarıyla bizleri rahatsız etselerde onların yaşam hakkına saygı duyuyorum... tüm canlıların yaşam hakkına saygı duyduğum gibi.

    Bu gibi, gerek sapkınlık nedeni(buda bence tamamen psikolojik) ile gerekse yanlış ruhların yanlış bedenlerde olma halindeki insanların hep var olageldiklerini, olduklarını ve olacaklarını biliyorum. Çocuklarımızı buna hazırlayıp hoşgörülü olmaları konusunda uyarmak, nedenlerini ve niçinlerini zamanı geldiğinde açıklamak bence en doğrusu diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  3. Bir arkadaşım Saadet Hanım ı yanıtlamayacak mısın diye yazmış. Aslında yazabileceklerimi düşünmüştüm de nasıl özetleyebileceğimi bilememiştim. Deneyeyim şimdi. Heyecanla takip ettiğim bir televizyon dizisinde eşcinsel başrol oyuncusu kendisine gelen hakareti yanıtlıyor:" Karşı cinse ilgi duyabilsem yani normal olabilsem hiç ailemi, sevdiklerimi üzmek ister miyim, dahası tüm toplumu karşıma almak, hergün hakaretlere katlanmak, hiç kolay olmayan bir hayatı yaşamak ister miyim? Ama elimden birşey gelmiyor, yanlış vucudda dünyaya geldim, erkek vucudundayım ama ruhum öyle değil." Ben bu insanlara inanıyorum, nasıl kör, sağır, dilsiz diye bir insanı sapıklıkla yargılamıyorsam, arkamı dönmüyorsam bu insanlar içinde aynı şekilde hissediyorum. Çocuk istismarı çok başka bir konu. Son derece erkeksi, maço görünen erkeklerden çıkıyor malesef. İnsanların yakın arkadaşları, aile dostları, karşı komşularının yaptıklarını okurken titriyorum. Malesef sapıklık özgürlükten değil, bastırılmaktan oluyor...Bu anlamda ben çocuklarımı kimseye içim rahat teslim edemiyorum. Herkes gözlerini dört açmalı, çocuklarını iyice bilgilendirmeli, kim onlara nereye kadar dokunabilir' i iyice anlatmalı, bol dinlemeli, bol gözlemlemeli...Malesef ülkemizde okul müdürleri, imamlar, devlet görevlileri küçük bir kızın ırzına geçmek için sıraya girebiliyor. Birde bu bilebildiklerimiz, ya halı altına süpürülenler?

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...