25 Aralık 2007

Ilk Gosterimiz



Yasemin'in okulunda, noel kutlamalari programina, bu sene ilk kez, bir sahne calismasini programa almislar. Gosteriden ancak bir hafta once haberdar oldugum bu durum saskinlikla karisik bir heyecan yaratti evimizde.Gittigim en sevimli, en eglenceli gosteriydi.

Once nasil olur, biz noel kutlamiyoruz, diye dusunduk. Sonra hem Yasemin'in bu ilk performansini kacirmamak icin, hem de yapilan her halikarda guzel bir sey oldugundan, bu durumu akisina birakmaya karar verdik. Kendi heyecanimdan yola cikarak, Yasemin'i yatistirmaya, durumu izah etmeye calisdim.O baslangicdan sonuna kadar son derece sogukkanliydi, olayi dogal kabul etmisdi. Ben gosteriniz dedikce, ne gostericez anne diye soruyordu. Gosteri gunu ise "Anne simdi mi gostericez onlara?" diyerek beni kahkahalara bogdu. "Bak bir suru anne baba olacak, oturup seni seyredicez, bizi goremezsen sakin korkma orada olacagiz", dedigimde, gereksiz aciklamalar yapiyormusum, o bunu hep yapiyormus gibi bakdi bana. Minik kafasindan neler geciyor acaba?


Okuldan eve donusumuzle, gosteri arasinda uc saat kadar bir vakdimiz vardi. Ona bugunun yildizi sensin dedim, iyi birsey oldugunu hissetti ve gulumsedi. Evde ilik sut icirip, televizyon karsisinda dinlenmesini sagladim. Yemegimizi erken yedik. Babamizda erkenden eve gelmis, ici icine sigmiyordu. Demek boyle oluyormus, biz bunu hep izledik televizyonlarda, simdi bu duyguyu tadiyoruz, gercekmis, diyerek dolasiyordu. Hepimiz ozenli giyinerek cikdik evden. Tam vakdinde oradaydik. Yasemin'i buyuk toplanma odasina birakip, kendimi zorlayarak disari cikdim. Ozellikle istenmisdi, orada oyalanilmamasi. Kostumlerini giyip, son provalarini yapacaklardi. Iyide ortalik cok kalabalik, kizim daha cok kucuk, dikkat edebilirler mi? Sinan'in zoruyla gosteri salonuna dogru ilerledim, oysa ben camdan iceri izlemeyi planlamisdim.


Gosteri salonu, aslinda kilisenin toplanma bolumu. Oldukca hos, yeni bir kilise, yararli teknolojik gelismelerle donatilmis. Sahnenin hemen ustunde dev bir ekrani var. Iceride kalabaligi gorunce, hem iyi bir yer kalmamis diye, hem de Yasemin urkerse diye telaslandim.


Burada yapilan organizasyonlarin duzeni ve guzelligi bir kere daha beni sasirtti. Salona girisde, tipki profesyonel performanslarda oldugu gibi, basili gosteri programi bile verildi. Okul direktoru bir acilis konusmasi yapti ve sarkilarin ingilizce noel anlamina gelen "Christmas" in bas harflerinden secildigini belirtti. Her bir grup cikdiginda ekrandaki harf ve goruntuler degisti. Kimi grup cok iyi, kimisi felaketti ama hepsinin ortak yonu, cok cok tatli olmalariydi.


Yaseminler ve sinif arkadaslari melek rolundeydiler ve meleklerle ilgili iki sarki soylediler.En son siradaydilar.Beyaz kostumleri ve kanatlariyla kucuk guzel meleklere donusmuslerdi. Bana ait melegi , kararsiz adimlarla sahnede gordugumde, yuregim kabardi. Bir yandan ogretmeninin direktifleriyle pozisyon almaya calisirken, diger yandan dikkatlice gozlerini seyircilere dikmisdi, karanlikda bizi secmeye calisiyordu. Bulundugumuz konumdan bizi gormesi cok zordu, gosteri boyunca gozlerindeki soru isareti gitmediysede hicbir hareketi unutmadan sonuna kadar basariyla sundu. Ikinci sarkida ayaga kalkip bizimde katilmamiz istendi, tum cocuklar sahneye cagrildi. Daha ilk gosterileri izleyicilerinde katilimiyla buyuk bir performansa donmusdu.


Bu arada iceri girdigimizden beri uyumayi tercih eden kucuk melegim, ilk piyano sesiyle uyandi. Hemen kucagimiza alip, sahneyi gormesine gayret ettik. Algilar algilamaz onun icin muthis bir eglence basladi. Sahneye bir tezahhurat, bir cigliklar.Hic gormedigimiz kadar costu ve eglendi bir anda. Sessiz ol uyarilarimizi anlamayinca, baba onu sahneden uzaklastirmak zorunda kaldi. Kendi yasi icin oldukca coskulu, motive edici bir seyirciydi.


Bu gosteri iki kizimiz icinde bir ilk oldu. Yasemin sahnede, Defne ise seyirci koltugunda cok iyi performans gosterdiler. Cok gururlandik, degiyor iste, herseye degiyor dedigimiz anlardandi.

17 Aralık 2007

Yasemin Mutfakta



Bir suredir Yasemin'le mutfak projeleri planliyordum. Dun basit bir pasta ile basladik anne kiz mutfak maceralarimiza. Once ben sutu olctum(denemek isteyenler icin 200 ml), Yasemin buyuk basariyla miksere bosaltti, ardindan da actigim krem santi posetini ekledi. Birlikde heyecanla karismasini izledik. Onun gozleriyle bakinca hersey ne kadar heyecan verici oluyor boyle. Kremanin tadini az bulunca pudra sekeri kavanozunu getirdim, Yasemin kasikla olcup miksere koyma isini de basariyla tamamladi. Mikserde isimiz bitince, hemen is uzerinde temizlige giristik, unutamam ben cocuklugumun kek kabi siyirma zevklerini, kizimi da mahrum edemem tabii. Bu yeni tecrube Yasemin'in cok hosuna gitti., demek annesi de pis olabiliyor. Ben zaten ne zaman bu kadar kuralci oldum ki? Baslangicini hatirlayamiyorum.


Potibor biskuilerini nasil kiracagini gosterdim. Hemen neseyle girisdi isine, bir sekilde etrafida biskuviden yapilmis konfettilere bogmayi basardi. Evdeki meyvelerden (uzum,kiwi ve cilek) kucuk kucuk dogramisdim, Yasemin keyifle onlari da ekledi. Biskuilerden artinca bizde bir tatli arasi verdik. Karisimi bir strec film serdigimiz kaba doktuk ve buzdolabina koyduk. Birkac saat sonrada buzluga transfer ettim.


Servisden birkac saat once tekrar buzdolabina aktardigim pastayi kalibindan cikarip servis tabagina aktardim.Hazir cikolata soslarindan hazirlayip, sogutup, servisden once uzerine dokduk. Aile sinema gunumuz icin lezzetli bir tatlimiz oldu.Yasemin'i ilk basarili mutfak projesinden oturu tebrik ediyorum.

09 Aralık 2007

Miniklerin Fotograf Studyosu Macerasi


Gecenlerde miniklerin resimlerini cektirdik bir studyoda. Yaklasik bir yil oncesinde, bu zamanlarda planlamisdim bu cekimi. Koleksiyonlarini cok begendigim Gymboree'nin onunden gecerken, sezon indirimi gozume ilismis, girip bir bakmak istemisdim. Sonra Yasemin'e siyah beyaz piti kareli cok hos bir kislik kapri pantolon, uzerinede siyah beyaz damali ve belinde ponponlari olan cok hos bir suveter begendim. 4-5 aylik hamileydim Defne'ye. Malum, hamilelik ozel bir duygusallik hali getiriyor insanin uzerine. Birden burnumun diregi sizladi, o minigi hic dusunmeyip hep Yasemin'in pesinde kosturdugum icin. Henuz hicbirsey almamisdim ona, bircok sey Yasemin'den ona kaldigi icin. Baba onaylayinca, ayni pantolonun jile elbisesini buldum Defne'ye. Kardes olarak birbirine benzeyen ilk kiyafetleri bunlar. O zaman bugunu planladim, bu elbiseleri ile resim cektirmek gerekti. Kimbilir ne sirin olacaklardi, birarada, bir ornek kiyafetlerle. Bir kis resmi, arkada kar manzarasi.

Gecenlerde, iste bu projeyi, tamamina erdirdik. Iki minik kiyafetlerini giyip dunyalar guzeli oldular. Gittigimiz alisveris merkezinde, herkes durdurdu bizi, bunlar ne guzeller boyle diye. Tabii daha cok Defne'ye ilgi. Yasemin biraz buruluyor biliyorum, ben de herzaman hararetle Yasemin'i ileri cikarakacak birsey soyluyorum. Bu seferde Defne'ye haksizlik yapiyormusum gibi hissediyorum. Cunku Yasemin bebekken herkes onu da cok begenir ve severdi. Simdi surekli Defne'yi golgeleyip, onun begenilme ve sevilme hakkini elinden aliyormusum gibi geliyor bana.

Her resim cekimi oncesi oldugu gibi, birkac gun oncesinden Yasemin'e telkinlerde bulunmaya calisdim: "Yasemin'cim abla ne derse onu yapacaksin, kameraya bakacaksin, gulumseyeceksin, yuzunu kasmayacaksin. Sonra resimlerde guzel cikmazsan sen de uzulursun. Hem bu sefer sen ablasin, sen gulmezsen Defne'de gulmez. Senin Defne'yi de tutman gerekecek, tutabilir misin sence?" Endiseyle tepkilerini izliyorum,onayladigini gorunce rahatlayip devam ediyorum:"Biz ne dersek diyelim, gozlerini kameradan ayirmak yok, sen Defne'yi dusunme, kameraya bak ve gulumse."

Cok calismamiza ragmen bu cok iyi bir fotograf cekimi tecrubesi olmadi. Fotograf studyosu (JC Penney) bekledigim profesyonellikde degildi, servis basit oldugu gibi, calisdigimiz fotografci da hayatindan pek memnun degildi. Ben yerlerde surunup, horoz gibi otmek pahasina iyi birseyler cikmasina calisdim. Cekilen pozlardan, Yasemin icin cok gerginlik verici bir calisma oldugu ortaya cikdi. Cok calismasina ragmen, olaya adapte olamadi. Yinede bir iki tane iyi poz vardi. Herseye ragmen, bu hallerinin goruntulenmesi, bize hos bir ani olarak kalacak. Yillar sonra bakip, gene bugunu, onlarin guzelligini, kardeslik baglarini hatirlatacak. Butun gun onlari, o guzelim kiyafetler icerisinde, en bakimli halleriyle seyretme zevki de cabasi. Anneanne, teyzeler, dede bekleyin, yakinda evinizi susleyecek cok guzel bir hediyemiz olacak.

07 Aralık 2007

Ayin Sozu

Bu ayin sozune News Week dergisinde Kaliforniya’nin “First Lady” si Maria Shriver’in yaizisinda rastladim.Haber yazari, haber programi yapimcisi ve en cok okunan kitaplarin yazari olarak basarili bir kariyeri olan Shriver, gercek basarinin ne oldugunu kesfetmedeki yolculugunu anlatirken annelikle ilgili olarak dusuncelerini soylemis. Cevirebildigim kadariyla:

“Annelik bir kadinin sahip oldugu en buyuk guclerden biri.Bu dunyada kendini tam hisseden, sevildigini hisseden,guvenli ve onemli hisseden bir cocuk yetistirmek en buyuk basari. Eger dogru yapilirsa, daha buyuk bir basari olmadigini dusunuyorum.”

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...