30 Kasım 2007

Ailemizin Sinema Gunleri

Bir suredir yazamayisimin nedeni pek birsey yapmadigimizdan degil, aksine cok sey yaptigimizdan. Burada bayram donemi, bir kutlamadan digerine geciyoruz, dolayisiyla da kosturmacamiz cok oluyor. Ayin sonu gelmis, bu ayi bu kadar az yaziyla kapatmamak icin, yaptigimiz aktivitelerden birini yazayim istedim. En sevdigimiz aktivitelerden biri, aile sinema gunlerimiz.

Cogunlukla haftasonu, bir aksam uzerini, aile sinema gunune ayiriyoruz. Onceden filmi secip, siparis ediyorum. Bir iki gun onceden de sinema gununu anons edip biraz heyecan ve ilgi uyandiriyorum. O gun film izlerken yenecek bir iki atistirmalik hazir oluyor. Bazen patlamis misir, meyve, bazen de kurabiye ya da tatli. Boylece ailece sakin bir aksam gecirip, kendimizi simartiyoruz.

Filmleri tabii Yasemin'e uygun seciyoruz. Onun da ilgisini ceken tek film turu cizgi filmler oldugu icin, bu donem icin aile sinema gunlerimizde, sadece cizgi film gosteriliyor. Havalarda serin gittiginden, son zamanlarda sikca sinema gunumuz oldu.

Cadilar Bayramindan hemen once, Ariel, kucuk denizkizini seyrettik. Yasemin henuz yeni anlamaya basladigindan, klasiklesmis cizgi filmleri yeni seyrediyoruz. Cadilar Bayraminda deniz kizi olmak istediginden, Ariel'de en sevdigi karakter oldugundan, asil oykuyu ogrenmesi dogru olur diye dusundum. Ise de yaradi; kostumu ilk giydiginde deniz kizi boyle oturur, boyle yurur, diyerek bize bir suru pozlar verdi. Cok sirin bir filmdi bu arada, seyretmeyenlere tavsiye ederim.

Bu aralar seyrettigimiz diger bir klasik de "Finding Nemo" idi. Teyzesi Turkiye'den Turkce dublajli olarak gondermis, Yasemin teyzesine siparis etmis cunku. Simdi artik etrafda karakterlerini gorunce, daha bilincli bir ilgi gosteriyor. Bu da cocuklarin kulturu bir yerde. Arkadaslari ile iyi anlasabilmesi icin, cizgi kahramanlar hakkinda konusabilmesi gerekir degil mi.

Bu arada birde gercek sinemaya gitme firsatimiz oldu. Babamizin izinli oldugu bir gunu firsat bilip, Defne'yi babaya emanet ederek, Yasemin'i "Bee Movie" ye goturdum. Cok seker bir karakter yapmislar, Yasemin'de ben de cok gulduk. Kucuklugumun Ari Maya'sini cok sevdigim icin, Yasemin'in de yasayan her canliya saygi gostermeyi ogrenmesini istedigim icin, bu filmi kaciramazdim. Dunyaya baska canlilarin gozunden de bakmayi ogrenmesini isterim.

Son olarak gectigimiz haftasonu, sinemada kacirdigimiz, yeni dvd'si cikan Ratatouille'iyi seyrettik. Guzel bir oyku, belki cocuklarin mutfaga ilgi duymasini da destekler. Yasemin'in yasina cok uygun olmadigini soyliyebilirim. 3 degilde belki 5-6 yas ve sonrasi icin daha ilgi cekici olabilir.
Cizgi filmler, stresten uzak, izlenmesi kolay filmler oldugu icin, biz yetiskinler icin de beynimizi bosaltici, rahatlatici oluyor. Bir yandan kizlarimiza sarilip 1- 1,5 saat, sadece onlara ayirdigimiz bu zamanin keyfini cikariyoruz. Defne bile sinema gunlerini ayri bir keyifle benimsiyor. Kesintisiz annesiyle babasiyla olmanin tadini cikartiyor, sicak kucagimizda bize agucuklar yaparak. Onlara, erken yaslarda, sinema izleme aliskanligi,kulturu kazandirma sansimiz oluyor. Sinema gunlerini, sakin ve eglendirici bir aktivite olarak, uzun yillar aile gelenegimizde surdurme kararindayim.

09 Kasım 2007

Cadilar Bayrami

Cadilar Bayrami

31 Ekim sabahi kalkip, perdeleri acdigimda, cadilar bayraminin tam da adina yakisir sekilde bir baslangic yaptigini dusundum. Yatak odasi penceremizden gorunen daglari ve vadisindeki kucuk sehri sis kaplamisdi. Gunun anlamindan etkilenip bu doga olayina urpererek bakdim.Bir gece once, cok yakinimizda orta siddetli bir depremle sallandigimizda da, Yasemin ayni sekilde dusunmus, "Canavarlar geliyor anne kacalim!" diye bagirmisdi.Baslangicindaki urpertici doga olaylari haric, ogun hersey beklendigi gibi gelisdi.

Cadilar Bayrami icin, Yasemin cok guzel bir denizkizina, Defne ise sirinmi sirin bir kelebege donusdu. Birgece once, Yasemin’in bakmaya doyamadigim saclarina bakim yapmisdik. Kostumunu giydikden sonra, saclarina ve yuzune rengarenk simler surduk. Suslendi ya, yuruyusu, durusu degisti, o artik bir prensesti. Kucuk Defne'minse kelebek rolunu pek benimsedigini soyleyemem.O, onu kavrayan bu yumusak govdenin sisesini tutmasina yardimci olmasindan dolayi memnundu sanirim; ama kafasindaki antenlerin ne ise yaradigini anlayamadi, yine de dayandi.

Ilk olarak okulda duzenlenen kostumlu yuruyuse katildik. Bu Yasemin'in ilk torenli yuruyusuydu, ben cok heyecanlandim. Insanin susleyecek iki kizi olunca, evden cikmasi guc oluyor. Tam Yasemin'in sinifi siraya girerken vardik sinifa. Telasla katildi kalabaliga, ne oldugunu anlamadan. Bense elinde kameralarla gelen anne,baba,teyze, anneanne,dede kalabaligi icinde, bir elimde kamera digerinde Defne, Yasemin’i goruntulemeye calisdim. Ortalikda dolasan kendisi bebeklikden henuz cikmis ve Defne'nin uzerine atlamaya calisan cocuklardan biri, Defne'ye zarar vermesin diye ugrasirken, sik sik kaybettim prensesimi gozden. Her buldugumda kosturup, “Yasemin buradayim yavrum, cok iyi yapiyorsun” diye bagirmayi ihmal etmedim. Bir ara yine Defne ile ilgilenirken ben, siniflarina donmusler. Insan kalabaliginin icinde Defne'nin bebek arabasiyla zorlukla gecerek sinifa girmeyi basardim. Bir takim anneler aksamki parti icin hazirliklari surduruyorlardi. Defne'nin uyumasini firsat bilip, hemen yardima kosdum. Her ani degerlendirip, mumkun oldugunca katilimda bulunuyorumki, Yasemin hicbir yonden eksik kalmasin.

Aksamki partiye daha cok yemek diyebilirim. Prensler,prensesler,korsanlar ve cesitli kahramanlar oturup yemeklerini yediler ciddiyetle. Sonra da neseyle kosup hediye paketlerine ulastilar. Oyle bir ortamda cocuk olmak ne guzel.

Yasemin dogdugundan beri, heryil kabak tarlasina gittigimiz gibi, her 31 ekim aksami da buradaki bir alisveris merkezinin Cadilar Bayrami aktivitesine katiliyoruz. Boylece cocuklara kostumlerinin tadini biraz daha cikarma, birgunluk istedikleri kahramana donusmenin zevkini uzatma firsati doguyor. Dahasi bolgedeki diger kahramanlarla karsilasma olanagi oluyor, birbirlerini merakli gozlerle suzuyorlar. Biz bu zevki bir adim daha ileriye goturup, Turk oyun grubu arkadaslarini biraraya getiriyoruz. Bu sene buyudukleri icin, herseyin daha cok farkindalar. Karsilasinca coskuyla kostular birbirlerine, kostumlerini hatirlayinca gururla salindilar birbirlerine. Sonra el ele tutusup nese icinde seker topladilar, magaza magaza dolasip. Yasemin bazi yerde neseyle kostu kostumlu seker dagiticilarina, “Anne bak prenses!” diyerek, bazi kostumlerden korktu, uzakdan uzatarak, ayaklari geri geri giderek ama sekerini birakmaya gonlu el vermeyerek topladi sekerlerini. Seker sevmiyor, baska cocuklar icin toplamis, oyle diyor. Cadilar Bayraminin bir gun oldugunu ve baska cocuklarin bize seker toplamak icin gelmeyecegini anlayinca uzuldu. O hep prenses denizkizi kalip, seker dagitmak istiyor.

Cadilar Bayrami ve on hazirliklari sayesinde guzel bir gecis yaptik sonbahara. Simdi bizi kisa hazirlayacak sukran gunu, noel ve yeni yil kutlamalari var sirada. Sansliyim ki, cocuklarim sayesinde yine yeniden, eski heyecanlarla hazirlaniyorum bugunlere.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...