07 Ekim 2007

Bir Pazar Gunu Kacamagi


Bugun ailecek bir kacamak yaptik. Kacamak diyorum cunku ilk plan, biriken bir dolu isimizden ve alisverisimizden, yapabildigimiz kadarini yapmakdi. Alisverise cikmadan once, ben Defne'yi doyururken, Yasemin babasi ile bahce sulamaya cikdi. Biraz sonra israrla bizi de disari cagirdilar, yazdan kalan bu guzel gunu degerlendirmek uzere. Bir sure sessizce gunesin altinda oturup, Yasemin'in sulama hortumundan ucusan su taneciklerinin olusturdugu, minik renk kusaklarina bakdik ve hipnotize olduk. Cunku birden herseyi oldugu gibi birakip, parka gitmeye karar verdik. Evet ,sanirim Yasemin bizi hipnotize etti, cok da iyi etti.


Parkda Yasemin'in en sevdigi oyuncaklarin bulundugu tarafa, agaclarin altina piknik battaniyemizi serip, yerlestik. Babanin bizim icin oglen yemegi olarak hazirladigi elma, havuc, meyveli yogurt ve cikolatadan olusan yiyeceklerimizi cikarirken, Yasemin parkda ilk turunu atti. Cok ac oldugumuzdan, hemen herseyi buyuk bir istahla yedik. Baba ile Defne dinlenirken, Yasemin beni parka surukledi.


Inanilmasi zor cocuklarin buyume hizina. Daha gectigimiz bahar, Yasemin'i ayni parkda, her tarafi korumali bebek salincaginda salliyordum. Bugun, sadece 5-6 ay sonra, buyuk cocuk salincaklarinda, cogunlukla kendi basina sallandi. Bagimsizligini hizla kazaniyor benim dik basli kucugum. Bu, arkada birden avaz avaza bagirmaya baslayan ise, daha dunyaya bile gelmemisti o zamanlar.


Babayla cabucak nobetleri degistiriyoruz. Simdi ben Defne' yi doyururken, baba kiz acildi parkin derinliklerine. Uzakdan bir sure izledim onlari keyifle. Yasemin tirmanma demirlerinde maymun oldu, atladi demirden demire, sonra kuma konsantre oldu, yetmedi dumduz yatti kumun ustune, kum oldu. Bir yandan zorlanirken onun bu herseyi buyuk bir heyecanla sonuna kadar kucaklamasina, bir yandan keybetmesin bu onu ozel yapan karakteristiklerini istiyorum. Hayati hep doyasiya yasasin ve kendisini mutlu etsin.


Kucagimdaki mutluluk paketinin karni doydu, ic giciklatici seslerle beni sohbete cagiriyor. Battaniyenin ustune yatirip, boynunu nefesimle gidikliyorum. Cok guluyor. Yanina uzaniyorum, anne kiz uzun sure sohbet ediyoruz. Tam Defne'nin israrlarina dayanamayip, burnumuzu birbirine degdirerek, burun selami oyunu oynarken, kucuk abla ve baba geliyor. Abla artik cok yorulmus. Yine de, beraberce sallanmak isteyen yeni arkadasini kiramiyor ve yine, yeniden bol kahkahali bir oyun basliyor. Bir yandan gulumseyerek onlari izlerken, diger yandan Defne' yi gidiklamaya devam ediyoruz. Taa ki yedigimiz havuc ve elmalar midemizi avutmaya yetmeyene kadar. Bol soslu bir spagetti hayali kurup, alelacele toparlaniyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...