09 Eylül 2010

Neden Ağlıyorum?

Kendimi aptal hissediyorum. Hiç istemediğim şey. İnsanların beni zayıf halimle görmesi..Kim ister? Kadın ne dedi ki bana? Neden hiç tanımadığım bir insanin yanında göz yaşlarım beni dinlemiyor ve akıyor? Neden ağladığım için özür diliyorum? Şimdide koşarcasına bir yandan Defne’nin bebek arabasını itiyor, bir yandan bugün güneş gözlüğü takmadığım için sinirleniyorum. Bir şey olsun bu ağlama hissim dursun! Yoksa hıçkıra hıçkıra ağlayacağım.

Kızlar okullarına başladı iki hafta önce. Bırakırken iki yöntem var. Birçok insanin tercih ettiği gibi araba kuyruğuna girip, okulun önünde indirebilirim. Bu yönteme henüz ısınamadım. Ben korkunç bir kalabalıkta uzaklara park edip, Defne’de yanımda olduğu halde, dünyanın yolunu yürüyüp, kızımın elini tutarak sırasına kadar götürüyorum. Aynı şekilde de alıyorum, geri yürüyoruz arabamıza.

Dün ise değişik bir zaman uygulamasına geçtiler. İki gruba ayrıldılar, erken ve geç grup olarak. Geç grup 1 saat geç gidiyor, ve iki haftadır öğrendiklerinden değişik bir rutinle okula giriş yapıyorlar. Dün ilk günüydü, ben bile zorlandım. O hepten şaşkındı, okulu henüz tanıyamadı, sınıfını değişik bir yerden girdiğimizde bulamıyor. Kocaman bir okul bahçesi ve yüzlerce çocuk….

Okulun bahçesine sokmadılar beni bugün! Diğer çocukların güvenliği için büyükler içeri alınmıyor. İyide buradan Yasemin’in girmesi gerektiği sıra görünmüyor bile. O daha birinci sınıfta, bulamıyor. Beni engelleyen öğretmen, “Öğrenmek zorunda, ben onun yaşında otobüsden inip yolumu bulmak zorundaydım!” İşte orada telaşla yürüyen bebeğime bakıp göz yaşlarıma hakim olamıyorum. Fark edince daha da hassaslaşıp ağlamaya başlıyorum. Şimdiki gibi!?! Kadın bana ne dedi ki! “Özür dilerim, ben ben hazır değilim, hazır değildim sanırım…”, diye saçmalıyorum. Sonra telaşla kimse beni görmesin diye koşmaya başlıyorum. Küçük bir kız çocuğu gibi…Bebeğimi öyle huzursuz ve ürkek bir şekilde yürüyüp giderken görmek, yardım edememek, bırakıp gitmek, kalbimi acıtıyor. Bırakmak zorundayım tabii, hayati bu şekilde öğrenecek, bu şekilde sertleşecek. Her zaman yanında olup, yardım edemem. Kendine yardım etmeyi öğrenecek. Ama gel de bunu anne yüreğime anlat…

İşte tam o anda telefonum çalıyor. Oh canım arkadaşım, iyi ki aradın. Başka bir şey düşünmeye ve konuşmaya başladım, şimdi göz yaşlarım kurur. …En azından eve gidip bu satırları yazana kadar kendimi kurtardım…

4 yorum:

  1. Simdi okudum ancak, cok iyi anliyorum seni Cigdemcigim. Ben de hergun elimle kapinin onune koymazsam icim rahat etmiyor, yeni okul falan diye. Ama bir yandan da "E, artik ikinci sinif" diyorum "baska hicbir anne benim gibi beklemiyor sinifa girene kadar" diyorum ama umurumda degil, cunku they will fly away with a blink of an eye, I don't want to miss anything.... Kahveye bulussaymisiz keske :)

    YanıtlaSil
  2. Evet haklisin, goz acip kapayincaya kadar ucup gidecekler...Bu mutlu anlar yanimiza kar kalacak. Kahve icin hala bulusabiliriz!

    YanıtlaSil
  3. Hayırlı gidisler olsun ve her gidisin bir dönüsü olsun insallah. Bebelerimiz büyüyor, okula gidiyor ve biz bu adımları ancak okuyabiliyoruz. Dualarımız sizinle....

    YanıtlaSil
  4. Yaaa okurken simdi benim de gozlerim dolu, bogazimda bir yumruk. anne olduk Cigdemcim yuregimizin ortasinda bir bicak sizisiyle anne olduk, bunun aciklamasi bu iste. Boyle buyuyecekler, ayaklari yere basacak, Yasemin senin kadar zor gecirmiyordur boyle anlari emin ol canim arkadasim. Benzerlerini biz ne kadar uzun sure yasadik biliyorsun, belki o yuzden bu kadar dokundu, gozumun onunde canlandi, icim parcalandi. Minik kuzularin buyuyor canim benim, kendi ayaklarinin ustunde duran, kendi kanatlariyla ucan kelebekler oluyorlar. Bunun keyfi nasil cikar bilmiyorum ama bu kalp sizilari bile insani mutlu ediyor ne tuhaf. Okul hayatinda bir kez daha mutluluklar ve basarilar diliyorum Yaseminimize, saglam kanatlari olsun ve hep yukseklerde ucsun insallah :"")

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...