10 Aralık 2010

Teşekkür


Kasım ayının sonunda burada Şükran Günü (Thanksgiving) kutlanıyor. Bu kıtaya gelen ilk göçmenlerin, ilk hasatları sonrası verdikleri ziyafet kutlamasına dayanan bir gelenek. En sevdiğim geleneklerden birisi benim. Bir kere bilincimizi sahip olduklarımıza çevirip, ne kadar şanslı olduğumuzu hatırlatıyor. Ruhumuza direk bir pozitiflik getiriyor. Sonra sade bir kutlama. Kutlama şekli sevdikleriniz ve güzel bir ziyafet sofrasından fazlası değil. Ne hediye alıyorsunuz, ne bir başka koşturmacası var.

Gecen sene Yasemin hazırlık sınıfındayken bir mum hazırlamışlardı. Öğretmenleri bu mumu yakacaksınız, ailecek oturacaksınız ve mumu elden ele geçireceksiniz, mum kimin elindeyse, hayatında nelere sahip olduğu için teşekkür ettiğini söyleyecek demişti. Öğretmen dedi ya, hemen görevimizi yaptık ve benim unutamadığım bir aile hatırası oldu. Bunu, bir gelenek olarak, bu senede sürdürmek istedim. Ama bazen her şey istediğiniz gibi olmuyor, denk düşüremiyorsunuz, çocuklar beklediğiniz tepkileri vermiyor, sizin değerlerinizi kavrayamıyorlar, bazen eşinizi bile uydurmak zor olabiliyor..

Şükran gününün bir gün öncesinde, ailecek kendimize konsantre olabileceğimiz, minik bir şükran günü yemeği hazırladım. Sonrasında, kabaklı tatlımızı yiyip, geleneği sürdürmek vardı aklımda. Kimse ilgilenmedi ne yazık ki. Ne yapacaksınız, her seferinde elinize değneği alıp, herkesi zorla kendinize uyduramazsınız ki, bazen akışa bırakıyorsunuz, uygun zamanı bekliyorsunuz. Uygun zaman, ertesi gün arabada, Şükran Günü yemeği için dostlarımıza giderken geldi. Şükran Gününü buraya taşındığımız seneden itibaren hep ayni ailenin davetlisi olarak geçirdik. Hatta ilk katılımımızda, Yasemin’e hamileliğimin ikinci ayındaydım. Bu sene 6 yaşında, yine aynı evde geçirdik. Arabada herkese sordum: “Simdi söyleyin bakalım, neden şükran dolusunuz, niçin teşekkür ediyorsunuz Allah’a?” . Baba, “ Sizler için.”, dedi. Ben de ona katildim doğal olarak, “Birlikte olduğumuz için, sağlıklı olduğumuz için”, dedim. Defne’nin cevabi gene tahmin edilemezdi. “Tekrar anneannemi görebileceğim için.”, dedi. Yasemin “Senin gibi hep bizim isteklerimizi yapmaya çalışan, ilgili ve yetenekli bir annem olduğu için ve Defne ve babam için.”, diye ekledi. Sonra hepimiz sustuk. Akıllarımızda dillendirmediğimiz ama teşekkür dolu olduğumuz uzun listelerimiz, yüzlerimizde tebessüm…


(Hindi, Defne’nin okulda yaptığı çalışmanın, evde yeniden uyarlaması. Elma, kürdan ve şekerlemelerden..)

3 yorum:

  1. Şükran Gününü öyle güzel, öyle sıcak,öyle derinden anlatmışsınız ki keşke bizde de olsa dedim.. hoş filmlerde felan da sımsıcak bir görüntü çiziyordu ordan da bir sempatim vardı.. hem ismi de şükran zaten.. çok severek, yüzümde gülümseyle ve sıcacık br hisle okudum.. sevgiler..

    YanıtlaSil
  2. Cok tesekkur ederim Deli Anne. Bizim ulkemizde buna denk gelen koca bir ayimiz var aslinda. Ramazan...Ne kadar guzel gecer, bir ay boyunca dostlarimizla bir araya gelmeler, halimize sukretmeler, yemegi olmayan fakir insanlari anlamaya calismak... Hep ozlerim. Amerika'li arkadaslarim bu sene tam Ramazan ayinda ulkemizi ziyaret ediyorlardi, bayilmislar iftarlara:)

    YanıtlaSil
  3. Doğru valla, çok haklısınız.. bizde koskoca bir ay hatta değil mi? idrak edemiyoruz işte demek ki layıkıyla..

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...