27 Mayıs 2010

Doğum Günü Dengeleri




Kolay değil, çocuklar arkadaşlarının doğum günlerinde dahi, ilginin bir başkasının üzerinde olmasını kabullenemeyip, bütün hediyelerin bir kişiye gitmesine tahammül edemeyebiliyorlar. Birde bütün ilginin odak noktası, ve tüm oyuncakların sahibi, evden çok da çekemediğiniz bir kişi ise, çok üzüntü verici olabiliyor. Defne’nin doğum günü hazırlıklarında en çok dikkat ettiğim konu, Yasemin’in kutlamalara hazır olmasıydı.

Tüm ilginin kardeşinin üzerinde olacak olması, kardeşine bir sürü hediyeler gelecek olması, tabii ki Yasemin’i biraz üzecekti. Çok taviz vermeden, tatlı sert yaklaşmaya çalıştım. Çünkü her şeye rağmen gün, Defne’nin günü, bunu Yasemin’e zarar vermemek adına atlamam ise Defne’ye haksizlik olurdu. Yasemin’in de, daha küçük de olsa, bencil olmamayı, başkaları adına mutlu olmayı öğrenmesi gerekir. Açıkçası, bu konuda birçok yetişkinden olgun, başarılı buluyorum onu şimdiden. Bir arkadaşı ağladığında kolayca vazgeçebilir kendininkinden, ya da bir oyuncağını bir yerde unuttuysam, ben çok üzülünce beni teselli edebilir.

Her bir olaydan önce yaptığım gibi, Defne’nin partisini ve Defne’nin özel gününü, nasıl daha özel yapmamız gerektiğini anlattım önce. Parti hazırlıklarına katılmasını sağladım. Parti yerini onun secimi seklinde olmasını sağladım. Seçimlere onu da kattım, ama nihai kararın, Defne’nin olması gerektiğini de hep hatırlattım.

Çoğunlukla uyumlu davrandı, ama yaş günü yaklaştıkça huzursuzlaşmaya başladı. O zaman da yardımıma okuldaki yaş günü kutlamaları yetişti. Yasemin’in doğum günü yaza geldiğinden, sınıfta erken kutlama olasılığı doğunca, tam Defne’nin doğum gününden bir önceki günü, Yasemin’in sınıf kutlaması olarak seçtim. Böylece oda arkadaşlarına verilecek hediyeleri seçti, sınıfta özel bir günü oldu, ben tüm sınıfa dondurma götürdüm ve onlarla biraz vakit geçirdim. Hepsi, onun kendine, sevgimize güvenini tazeledi, geri planda kalmayacağını hatırlattı.

Defne’nin yaş günü günü, çok heyecanlıydı. Ben ablayım, bende parti sahibiyim diyordu. Tabii kuzum misafirlerimizi iyi ağırlayalım, Defne’de senden öğrenecek, dedim. Her adımda içini rahatlamak, ona görevler vermek gerekiyordu.

Parti sonrasında, onun için olabilecek en zor zaman, hediyelerin açılması zamanıydı. Yine de bu olayı Defne için geçiştirmeye içim elvermedi. Adetimiz olduğu üzere, hediyeleri salonun ortasına yığıp , Defne’yi yanına oturttum. Hediyeleri kendisi açmalı, sevincini doyasıya yaşamalıydı. Yasemin’in mutsuz suratını görünce, hadi ablası yardim et bize, bir kağıt kalem alıp, not tutar misin, kim ne getirmiş, dedim. Yüzü aydınlandı, hemen bir kağıt kalem edindi, başladı gayretle yazmaya.

Zaman zaman ona hediyelerin Defne’nin olduğunu hatırlattım, zaman zaman sevinmesi gerektiğini vurguladım, çünkü bir sure sonra ikisinin oyuncağı haline gelecekti ve paylaşacaklardı. Ona Defne’ye biraz sure vermesini öğütledim. Tabii onun da sabrı o kadar değildi. Sonunda Defne’nin yaşına fazla gelen hediyelerden birisini, çaktırmadan ona hediye ettik. Sonra çok iyi bir abla olduğu için, isterse ona balık alabileceğimi çıtlattım. Böylece arada damlasa da gözyaşları bir sele dönmeden kapattık günümüzü. Ertesi gün her şey normaldi!.

1 yorum:

  1. süüpper babaanne vardı eskiden sen de süpper anne oldun Biricik kuzucum:)maşallah!

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...