01 Ekim 2009

2 Yıl Önceydi


Hiç unutmuyorum. 2 yıl önceydi. Yasemin’i haftada 3 gün 3 saat katıldığı bir yuva programına götürüyordum. Henüz onu bırakmış, koca bir bardak suyumu ve bilgisayarımı yanıma almış, Defne’mi beslemek üzere, yerimi hazırlamıştım. Yaklaşık 1 saatlik emzirme seansıma başlamak üzere yerime oturmuştum. Evet iki bebeğimde sütümün yeterince bol olmamasından kaynaklandığımı düşündüğüm, ve talep arzı arttırır diyerek çaresiz kabullendiğim üzere her defasında bir saat emiyorlardı.

Biran kafamda ümitsizlik gölgeleri dolaştı. Kendime acıdım. Henüz 3 yasini doldurmuş bir bebeğim, henüz 3,5 aylık ikinci bir bebeğim vardı. Ailem uzakta, esimde uzun saatler çalıştığından, çok fazla nefes alamıyordum. 4 yıllık uykusuzluğum artık iyice sinirlerimi yıpratmıştı. Sıcakta kollarımda yatan bebeğime kızamıyordum ama, yapış yapış, o koltukta 1 saat kıpırdamadan oturacağıma sinirleniyordum. Tüm eğitimime karşılık, evde oturup, çocuk bakıp, ev temizleyerek, yemek yaparak geçirdiğim günlerime acıyordum. Zamanımın hızla tükendiğini ve benim hiçbir şey yapmadığıma, yapamadığıma, prangalarımı çözemediğime kızıyordum. Hep meşguldüm, dinlenecek vaktim yoktu ama, bana sorulduğunda şunu da yapıyorum diyebildiğim bir şey aklıma gelmiyordu. Okuyor olsan sınıf atlarsın, çalışıyor olsan kariyerin yükselir ama evde oturup çocuk bakınca sen hep ayni sensin, bir derece artmıyorsun, takdir gormuyorsun, başarini ölçemiyorsun. Evet iki güzel, değişilmez ürünüm, eserim vardı ama yaptıklarım görünmezdi.

Evet demiştim kendi kendime yaptıklarımı ölçülebilir hale getirmeliyim. Eğer not alırsam bilirim. Az mi yapıyorum, çok mu yapıyorum. A dedim sonra yaptıklarımı anlatırsam aileme arkadaşlarıma da gönderirim, onlarda geri kalmazlar bizden, gelişimimizi takip ederler. Bunu bir yere koyarsam istedikleri zaman bakarlar, resimde koyarım. Sonra ''nasıl bir blog yapılıyor'', diye yazdım sol elimle Internet Explorer’ın araştır kutucuğuna. Blogspot’in linki geldi karşıma. Öğrenmek için okudum, okudukça hoşuma gitti, hoşlandıkça yeni fikirler ürettim. Halka açık yaparsam, herkes okur, benim gibi evde ümitsizliğe kapılan annelere ilham veririm belki, diye düşündüm. Hem yaptıklarım hoşa giderse başarı haline dönüşür, bu beni motive eder, daha iyi yapmaya çalışırım işimi, yani anneliğimi. İşim için kendime bir motivasyon aracı bulmuştum.

Sol elimle kendime bir hesap açtım. Sol elimle ilk yazımın kopyasını çıkardım. 1 saat geçmiş, ben hiç anlamamış ama yenilenmiştim. Neşe içinde yatırdım mis kokulumu yatağına. Bulaşıklarımı yıkarken neşeyle gülümsüyordum, bloğumda anlatacaklarımı düşündükçe. İşte böyle başladı bu bloğun macerası tam iki yıl önce!

2 yorum:

  1. Canim Cigdemcim,
    Iyi ki baslamissin bu blogda yazmaya, bana ve belki kimlere de ilham verdin burada yazdiklarinla. Hep soyluyorum ama bence soylemek de lazim; sen cok iyi bir anne, cok iyi bir es, cok iyi bir dost, cok iyi bir evlat, cok iyi bir sirdas, cok iyi bir kardes, insan gibi insansin, kocaman bir kalbin var senin. Buraya yazdiklarin olmasa bu kadar uzakken bu kadar yakin olamazdik sizinle, kuzularinla. Yasemin'in, Defne'nin dogumundan sonra mis kokularini icimize cekemesek de buradan resimlerine bakarak, annelerinin onlar icin nasil cirpindigini, herseye yetmeye, zamani yetirmeye calistigini, birlikte nasilda buyudugunuzu takip ederek gecirmeye calistik ozlemimizi. Iki yildir iyi ki buradasin, iyi ki kariyerini yaziyorsun. Adi konmamis bir kariyer annelik, sevgiden baska hicbir karsiligi olmayan ama her isten daha buyuk tatmin yasatan, mesaisi zor, kulfetli ama iki gogsunun ortasinda bir sizi hissetmek gibi her daim orada ve sen bu kariyer yolunda cok basarilisin guzel arkadasim benim, yureginle yapiyorsun isini, hak ediyorsun butun ovguleri ve opucukleri :")

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel ifade etmis Emre ilave edecek hic bir sey kalmamış bana :)

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...