Sanat ve uçurtma tadında bir gün geçirdik…İsmi bile mutlu ediyor beni. Nedense, 4 yıldır bu şehirde oturuyorum, bu şehrin en büyük etkinliğine hiç katılamamıştım. Bugüne kadar… İyiki bugün bu festivali öncelik listemizin başına aldık ve gittik…
Park problemi var. Bu nedenle uzağa parkedip yürümeye karar veriyoruz. Eşim Defne' ninde yürümesi konusunda ısrarlı. Kendisi gene bir sağlıklı yaşama dalgasının etkisi altında, hepimize kök söktürüyor. Sabah yumurta yedik, sonra bisiklete binmeye gittik. Yasemin yeni bisikletinde 15 dakikada bisiklete binmeyi öğrenince bir dönemeçi daha kolayca atlatmış olmanın hazzını yaşadık. Ben uzun zamandır hayalini kurduğum bisiklet turumu atmaya karar verip yolumu kaybedince, beklediğimin üzerinde egzersiz yapmış oldum. Üzerine de festivale, festivalde, festivalden yürüyüş eklenince akşama koca deniz ürünlü spagetti için kendime izin verdim.
Festivalde çeşitli medyalarda yaptıkları eserlerini satıyorlar sanatçılar ya da zanaatçılar…Daha ilk çadırda kendimizden geçtik. Gerçek böcek, çiçek ya da deniz canlılarının özel plastik bir karışım içinde kaplanmasıyla yapılan aksesuarlara bakmaya doyamadık. Yasemin' in ben bir tane istiyorum demesiyle hemen bizde çözüldük. Sonunda Yasemin minicik bir deniz yıldızından kolyeye, Defne harika bir deniz kabuğu kolyeye, eşim deniz kabuklu anahtarlığa bende çok minik kuşburnu çiçeğine benzeyen bir çiçekten yapılmış bir kolyeye sahip olarak ayrıldık.
Her çadırda bizi karşılayan birbirinden yaratıcı sanat eserlerine baktıkça kalbim sevinçle çarptı. Yaratıcılarıyla keyifli sohbetler yaptık. Dikkatli dikkatli eserlerine bakan Yasemin' e bir sorun var mı diyen sanatçıya dönüp "Evet, dondurmacının yerini biliyor musunuz?", diye soran Yasemin' e kahkahalarla güldük. Dondurmacının yerini öğrendikten sonra durduramadığımız Yasemin in peşinden koştuk. Sürekli işte bu ben bunu seviyorum, böyle yaşamalıyım deyip durdum. Bir yandan da sık sık kızları durdurup begendiğimiz eserlere dikkatlerini çekip, ilgilerini arttırmaya çalıştık. Onlara sanatı nasıl değerlendirmeleri gerektiğini anlatmaya çalıştık.
Şimdiye kadar katıldığım en organize, en güzel festivaldi. Yaşadığım şehir adına gurur duydum. Bir uçta etnik dans gösterileri, diğer tarafta canlı müzik gösterileri, gezici lunaparkı, yemek bölümleri ile yemyeşil düzlüğün üzerinde muazzam bir çeşitlilik ve hareket vardı, enerjisi bizede geçti.
Tüm çeşitliliğin içinde en çok profesyonel uçurtma uçuranların gösterisine bayıldım. Çünkü daha önce hiç görmediğim birşey gördüm. Yeni birşey öğrendiğim günlerin değeri bir başkadır bende. Bana birşeyler öğreten insanlarıda çok severim mesela. Bugün ilk kez profesyonel uçurtma uçuranları gördüm, ilk kez uçurtma şovu izledim. İki kişinin uçurtmalarını dans ettirmelerine şahit oldum. Ancak iki insan gücüyle uçurulabilen ahtopot şeklinde koca bir uçurtmanın gökyüzünde süzülüşüne büyülendik. Öyle büyüktü ki uçurtmayı yere indirebilmek için 10 kişinin çalışması gerekti.
Açlığımıza, yorgunluğumuza rağmen defalarca geri döndük, tekrar tekrar baktık beğendiğimiz çalışmalara. Aklımızda kalarak, kafamızda hesaplar yaparak ayrıldık, belkide yarın geri dönmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder