“Aaa anne herkes Türkçe konuşuyor!” diye bağıran Yasemin’in mutluluk çığlıkları ile indiğimiz Atatürk Havalimanında başladı Türkiye tatilimiz. Bizi havaalanında karşılamaya gelen annem, ablam ve enişteme “tanıdık yüzler” görmenin rahatlığı ile yaklaştı Yasemin. Defne içinse henüz hepsi yabancıydı, dudaklarını bükerek, tedirginlikle başladı tanışmaları.
Çocuklar için çok değişik bir tatildi. Bense her fırsatı kullanmaya çalıştım akrabalarına ve kültürlerine aşina olmaları için. Benim içinde sürpriz doluydu. Yalan söylemeyeceğim dışarıdan izlediğinizde çok karışık görünüyor Türkiye. Huzursuz getirdim çocuklarımı ülkeme. Ya araba çarparsa, ya bomba patlarsa, ya kaçırırlarsa çocuklarımı. Herkese tembihledim çocukların Amerika’dan geldiğini söylemeyin orta yerde, paramız var sanıp kaçırmak isterler belki. Üzgünüm iki yıldır yoktum, haberleri açıp okuyunca da bol miktarlarda bu haberlerden vardı.
Çocuklarla beraber ilk dışarı çıktığımızda benim çok beğendiğim Capitol’e gittik hep birlikte. Biz bir şeyler içerken, Yasemin havuzun etrafında koşturan çocuklara katildi coşkuyla. Öyle mutluydu ki bir suru Türk kız yaşıtı bulduğuna. Her fırsatta donup "Anne bak bu Selin, o da Türkçe biliyor” diyerek, memnuniyetini dile getiriyordu. Defne’nin elini tutup havuz kenarındaki kalabalığa yaklaştığımda çocuğunu takip eden bir çok anne ile tanıştım, çocuklar hakkında kısa sohbetler ettik. Geri donup esime neşeyle Amerika’daki gibi, burada da çocuk büyütebilirim ben dediğimi hatırlıyorum. Esim tam anlayamadı ne demek istediğimi. İyi ama ben Amerika’da anne oldum, kısa tatillere gittim ilk çocuğumla sadece Türkiye’ye. Çocuk ile ilgili her şeyi Amerika’da biliyorum. Türk gazetelerindeki haberlerde kotu; hep sıkıntı, üzüntü, korku saçıyor. Bir anne için kendi memleketi dahi olsa çocuklarını güvende tutmak her şeyden önde geliyor. Varsın görmeyeyim ben yıllarca kokusunu bile özlediğim memleketimi…Yeter ki bebeklerim güvende olsun.
Böyle karışık duygularla başladığım uzun tatilim, öyle güzel geçti ki, sonunda dönmemeye karar verme aşamasına kadar geldim. Çok uzun olacak bu yazı, bu nedenle beni bu asamaya getiren güzellikleri bir sonraki seferde anlatayım.
Çocuklar için çok değişik bir tatildi. Bense her fırsatı kullanmaya çalıştım akrabalarına ve kültürlerine aşina olmaları için. Benim içinde sürpriz doluydu. Yalan söylemeyeceğim dışarıdan izlediğinizde çok karışık görünüyor Türkiye. Huzursuz getirdim çocuklarımı ülkeme. Ya araba çarparsa, ya bomba patlarsa, ya kaçırırlarsa çocuklarımı. Herkese tembihledim çocukların Amerika’dan geldiğini söylemeyin orta yerde, paramız var sanıp kaçırmak isterler belki. Üzgünüm iki yıldır yoktum, haberleri açıp okuyunca da bol miktarlarda bu haberlerden vardı.
Çocuklarla beraber ilk dışarı çıktığımızda benim çok beğendiğim Capitol’e gittik hep birlikte. Biz bir şeyler içerken, Yasemin havuzun etrafında koşturan çocuklara katildi coşkuyla. Öyle mutluydu ki bir suru Türk kız yaşıtı bulduğuna. Her fırsatta donup "Anne bak bu Selin, o da Türkçe biliyor” diyerek, memnuniyetini dile getiriyordu. Defne’nin elini tutup havuz kenarındaki kalabalığa yaklaştığımda çocuğunu takip eden bir çok anne ile tanıştım, çocuklar hakkında kısa sohbetler ettik. Geri donup esime neşeyle Amerika’daki gibi, burada da çocuk büyütebilirim ben dediğimi hatırlıyorum. Esim tam anlayamadı ne demek istediğimi. İyi ama ben Amerika’da anne oldum, kısa tatillere gittim ilk çocuğumla sadece Türkiye’ye. Çocuk ile ilgili her şeyi Amerika’da biliyorum. Türk gazetelerindeki haberlerde kotu; hep sıkıntı, üzüntü, korku saçıyor. Bir anne için kendi memleketi dahi olsa çocuklarını güvende tutmak her şeyden önde geliyor. Varsın görmeyeyim ben yıllarca kokusunu bile özlediğim memleketimi…Yeter ki bebeklerim güvende olsun.
Böyle karışık duygularla başladığım uzun tatilim, öyle güzel geçti ki, sonunda dönmemeye karar verme aşamasına kadar geldim. Çok uzun olacak bu yazı, bu nedenle beni bu asamaya getiren güzellikleri bir sonraki seferde anlatayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder