04 Ekim 2011

Suçlu Kim?




Sizin hiç çocuğunuzda sürekli kızdığınız şeyler var mı? Yemek yemesine, yememesine, dağınık olmasına, konsantre olmamasına ya da kendi kendine giyinememesine kızıyor musunuz? Böyle bir problemde suçlu kim?

Bu sabah gök gürültüleri gibi gürledim yine. Bu peşpeşe kaçıncı sabah, sinirlerim altüst. Son derece sabırlı ve anlayışlı davranıyorum, bir sürü tatlı sözlerle ikna etmeye çalışıyorum, ödüller vaadediyorum. Hayır başaramıyoruz, evden geç çıkıyoruz. Son derece iyi niyetlerle başladığım sabahımız, hiç hayırlı bitmiyor, bir sinir, bir gerginlik, bir hayal kırıklığı. Kızıyorum, sabah motive edici olarak ortaya attığım, "Kim önce inerse mutfağa, onun istediği film izlenecek sabah kahvaltısı sırasında", fikrim her sabah kavgalara, ağlamalara neden oluyor. Düşündüğüm gibi, hızlıca hazırlanıp, masada mutlu bir gülümsemeyle beni beklemiyorlar. Ağlıyorlar, kim önce indi, niye ben kazanmadım diye. Daha orada başlıyorum sabrımı tüketmeye. 

Kahvaltı bir türlü bitmiyor, tüm hadi yiyin, 10 dakika, 5 dakika, 2 dakika kaldı telkinlerim sonuçsuz kalıyor…Ben beslenme çantalarını hazırlarken, hiç değilse başarsınlar, ayakkabılarını giysinler, arabaya binsinler istiyorum. Hangi ayakkabıyı giymeleri gerektiğini de söylüyorum. Geldiğimde aradan 10 dakika geçmis, şaşkınlıkla bakınırken görüyorum onları. İşte orada köpürüyorum, utanarak söylüyorum ki, hakaret ediyorum. Kafalarının çalışmadığını, akıllı davranamadıklarını söylüyorum. 

Bugün Yasemin'e, "Bana iki şekilde kötülük ediyorsun!", dedim. "Bir kendin hazırlanmayarak, birde küçük kardeşine kötü örnek olarak!". Bütün suçu küçücük omuzlarının üzerine yıktım. Yıktımda ne oldu, rahatladım mı? Hayır, çok ağırlaştım, ona kızıyor gibi görünüyorum ama aslında kızdığım başkası? Kim o başkası?

Hemen kafamdaki dedektife başvuruyorum:

Neden hazırlanamıyoruz? 
Bizim hazırlanmak için 1 saatten daha fazlasına ihtiyacimiz var.

Neden daha erken kalkmadık?
Çünkü çocuklar gene 10:00 da yatakta idi. O saatten sonra kendine vakit ayırmaya kalkan ben ise ancak 1.00'de. (Uykusuzluk aynı zamanda, çabuk dolan tolerans sınırlarımın suçlusu) 

Neden 9'da yatakta olamadılar?

Yasemin'in okuldan sonra, piyano dersi öncesi mini bir oyun saati, sonrasında ödevlerini bitirmesi, geç kalan babamızla hepbirlikte yemeğe oturma hevesimiz, yemek sonrası ödül olarak verdiğim TV saatinin, onların mutluluğuna kıyamadığım için, 1 saati geçmesi, saatin gecikmesine rağmen yine onları kıramayıp akşam duşunun yerine, küveti doldurmalarına izin vermem. 

Her akşam, buna benzer nedenlerle yatakta ancak 10'dan sonra olabiliyorlar.Sabah onları uyandırmak için yine aynı yumuşaklığımla yarım saat uğraşıyorum. Geriye kalan yarım saat hazırlanmalarına yetmiyor. 

Kararları kim veriyor?

İrade kimin elinde? Verilen yanlış kararların suçu kimde? Çoğunlukla BEN! 

(Eşimde birçok zaman vaad ettiği zamanda evde olmuyor.  Yemek geç yeniyor. Ev ödevlerine yardım sözü çok geç aklına geliyor ve yatması gereken saatte ders yapılacak diye tutturuyor. Tüm düzenimi bozarak beni zor durumda bırakıyor! Karadeniz kökenli biriyle evliyseniz, bazı zamanlarda edilgen olmaktan başka şansınız yok! Üzgünüm sevgilim seni korumak adına belirtmeseydim, bu yazıyı okuyup suçluyu buldum diye benim üzerime gelecektin!)

O zaman aslında kime kızdığımı biliyorsunuz! (Çokca BEN ve birazda eşime)

Suçu küçük omuzlara yüklemek suçluyu rahatlatmıyor. Problemi hiçbir zaman çözmeyecek. Dışarıdaki çoğu zaman zorlu hayata ufaklıkları hırpalayarak göndermenin, problemleri büyütmekten başka neye katkısı var? Eğer sizde birşeylere fazlaca kızıp, küçük insanlarınızı hırpalıyorsanız, içinizdeki dedektife başvurun! Suçlu kesinlikle bu küçük insanlar değil!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...