Defne ara ara tutturur, resim çekeceğim diye. Bende, fotoğraf makinasını düşürürse tatilin geri kalanında resim çekemeyiz, ya da yanlış bir düğmeye basarsa, o ana kadar çekmiş olduğumuz resimler silinir korkusuyla, önce bir karşı çıkarım. Fakat o öyle bir direnir ki, bir resme razı gelmek zorunda kalırım. Keyifle eline alır makinayı ve resmimizi çeker. O bücür boyuyla, inanılmaz bir gözü var. Sinan'la birlikte olduğumuz resimlerin çoğu ondan gelir ve de çok da başarılıdır, şaşırtır bizi.
Bu resimde Legoland'de gezerken çekilmiş bir anımız. Resmin benim için enteresan yanı, kendimizi Defne'nin gözleri ile görmüş olmamız. Onun gözleri ile biz hep böyleyiz, aşağıya doğru eğilmiş, gözlerinde genelde şefkat olan devler. Tabii bu beni hemen başka bir düsünceye de sürüklüyor. Kızgın olduğum zaman onun gözünde ne kadar korkutucu olabileceğimi. Bu resmi bastırıp, buzdolabının üstüne asacağım ki ne kadar minik ve korunmaya muhtaç olduklarını unutmayayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder