Kolay olacak, kolay olmayacak, olacak, olmayacak…
Annemler taşınacağımız haberini alınca hemen, “Gelelim mi?”, diye sordular. İki küçük çocukla nasıl taşınılır diye endişeliydiler. “Merak etmeyin anneciğim, büyüdü onlar artık, eskisi gibi değil, artık hallederiz biz kendimiz!”…Kolay olacak…
Önce bu karton kutuyu nereden buldular, diye bakindim. Üzerini scrapbook için aldığım özel tutkallarla tutkallamışlar, gene scrapbook yaparım diye aldığım kurdeleleri yapıştırıyorlar. “Yasemin, neden gene benim özel malzemelerime dokundun, bu kadar oyuncak yetmiyor mu, beğenmiyor musunuz?O zaman beğenip, oynayacak çocuklara verelim mi?”. Yüzleri korkuyla kasıldı. Yetmemiş, bizim parayla aldığımız kutuyu birde boylu boyunca parçalamışlar. “Hemen pijamalarınızı giyin, erkenden yatıyorsunuz! Bundan sonraki isteğini de hiç isteme artık, zaten para hakkını bu kutuyu parçalayarak doldurmuşsun!”. Yasemin’in yüzü soluyor, gözlerinden yaşlar geliyor. Bir anda esip gürlüyorum, “Bana yardim etmeni bekliyordum, neden halen bilmiyorsun neleri yapabilir, neleri yapamazsın!”. Yarım saat sonra köpürmem geçiyor, kendime de kızıyorum, keşke onlara bir aktivite çıkarmış olsaydım, taşınma işlerine gömülmeden önce diye…
Eşim geç geliyor…Taşınma stresini üzerinden atsın diye arkadaşlarıyla çıkmasını teşvik ediyorum, sonra çok yorulup isyan ediyorum.Kapıdan girer girmez dert yanmaya başlıyorum: “ Bugünlerde çok yaramazlar, başıma çok iş açıyorlar. Kutuyu parçalamışlar, hem o kutuyu nereden bulmuşlar?”. Eşim diyor ki, bir tek kutu vardı içerde, oda seninle hafta sonu paketlediğimiz ilk kutu. Besmele çekip ilk büyük kutumuzu doldurmuştuk. İçini boşaltmışlar, sonra kutuyu sanat projeleri için kullanmışlar….Ümitsizlikle omuzlarımı düşürüyorum. Bu iş kolay olmayacak…
Annemler taşınacağımız haberini alınca hemen, “Gelelim mi?”, diye sordular. İki küçük çocukla nasıl taşınılır diye endişeliydiler. “Merak etmeyin anneciğim, büyüdü onlar artık, eskisi gibi değil, artık hallederiz biz kendimiz!”…Kolay olacak…
Önce bu karton kutuyu nereden buldular, diye bakindim. Üzerini scrapbook için aldığım özel tutkallarla tutkallamışlar, gene scrapbook yaparım diye aldığım kurdeleleri yapıştırıyorlar. “Yasemin, neden gene benim özel malzemelerime dokundun, bu kadar oyuncak yetmiyor mu, beğenmiyor musunuz?O zaman beğenip, oynayacak çocuklara verelim mi?”. Yüzleri korkuyla kasıldı. Yetmemiş, bizim parayla aldığımız kutuyu birde boylu boyunca parçalamışlar. “Hemen pijamalarınızı giyin, erkenden yatıyorsunuz! Bundan sonraki isteğini de hiç isteme artık, zaten para hakkını bu kutuyu parçalayarak doldurmuşsun!”. Yasemin’in yüzü soluyor, gözlerinden yaşlar geliyor. Bir anda esip gürlüyorum, “Bana yardim etmeni bekliyordum, neden halen bilmiyorsun neleri yapabilir, neleri yapamazsın!”. Yarım saat sonra köpürmem geçiyor, kendime de kızıyorum, keşke onlara bir aktivite çıkarmış olsaydım, taşınma işlerine gömülmeden önce diye…
Eşim geç geliyor…Taşınma stresini üzerinden atsın diye arkadaşlarıyla çıkmasını teşvik ediyorum, sonra çok yorulup isyan ediyorum.Kapıdan girer girmez dert yanmaya başlıyorum: “ Bugünlerde çok yaramazlar, başıma çok iş açıyorlar. Kutuyu parçalamışlar, hem o kutuyu nereden bulmuşlar?”. Eşim diyor ki, bir tek kutu vardı içerde, oda seninle hafta sonu paketlediğimiz ilk kutu. Besmele çekip ilk büyük kutumuzu doldurmuştuk. İçini boşaltmışlar, sonra kutuyu sanat projeleri için kullanmışlar….Ümitsizlikle omuzlarımı düşürüyorum. Bu iş kolay olmayacak…